30 Ocak 2005

Bayram

Neyse hallettiler herhalde.. Devam edeyim.

Dedemlerdeki fasıl bittikten sonra vedalaşıp anne tarafıma giderdik. Anneannemin vefatından bu yana teyzem mükellef bir sofra hazırlar her bayram, bunu anneannemden devraldı. Zeytinyağlısından böreğine, tatlısından çöreğine vs. herşey bulunan, iki masa birleştirildiğinde bile sığmayan en az 15 kişilik bir grup, "ay çok güzel olmuş abla", "yok bana ondan çok koyma diğerinede yer kalsın", "anne ne gerek vardı bu kadarına, maksat beraber olmak" sözleri arasında yenirdi. Ay biran aklıma geldide ağzım sulandı :( ..

Seneye bizde 4 kişilik çekirdek ailemizle aralarında bulunuruz umuduyla alt alarak, mama yaparak, gaz çıkartarak geçiriyoruz bu bayramı.

2 senedir Bursa'dayız bu 4. bayramımız. Daha önceki üç bayramda hazırlık yaptım, en çikolatalısından şık şekerler aldım, tatlı yaptırdım, İsmail'in ortaklarından ve annemlerden başka gelen olmadı, şeker için bir tane çocuk kapımızı çalmadı :( kapıcının çocuğu hariç o da şekerlere dudak büktü parayı verince sevindi.

Herkesin gönlünce bir bayram geçirmesi dileklerimizle..

Vildan, Çınar, Defne ...

20 Ocak 2005

Bugün Bayram!

Bugün bayram. Gurbet heryerde gurbet. Memleketime bir saat uzaklıktayım ama gidemedikten, göremedikten sonra kıymeti yok. Çoğu kişinin gibi benimde çocukluğumda bayramlar çok güzeldi, buralara gelene kadar yinede güzel geçerdi.

Her bayram mutlaka dedemlere giderdik (dedemi kızlarımın doğduğu gün kaybettik, aslında bu bayram gitmeyişime çokta üzülmüyorum eminim çok buruk geçiyordur), her bayram iki koç keserler biri babaannemin diğeri dedemin, benim yufka yürekli babam hiç bulunmaz kurban kesiminde, bizde bakamazdık. Herşey bittikten sonra öğle yemeğinde ciğer kavurması yapardı babaanem koca bir kazan, amcam yengem üç oğlu, biz tam dört kişi, dedem babaannem bazen halamlarda yetişirdi, koca bir sofra, başka zaman yemem ama o sofranın tadını hiç birşeye değişmem. Sonra üstümüzde cici kıyafetlerimiz, ayağımızda onlarla yatıp kalktığımız pabuçlarımız ve de elimizde çantamızla bütün köyü dolaşıp şeker toplardık, çalmadık kapı bırakmazdım, hatta bazen arkadaşlarla organize olurduk, hangi ev çikolatalısını veriyorsa rotamızı o yöne doğru değiştirirdik. Geçtiii gitti, güzel anılar olarak dimağımda yer etti.

Bu sabah kalktık, kızlar gülüm gülüm, sanki bayram biliyorlar. Elimden geldiğince bayramları yaşamak istiyorum onlarla, bilsinler bayramı seyranı, aman 4 gün tatil deyip bir yerlere kaçacak boşluk olarak görmesinler.

Doyurdum, sonra teyzesinin aldığı bayramlıkları giydirdim onlara, ama tontirik bacaklarına kilotlu çorap olmadığından bu sefer benim aldıklarımı giydirdim. Gülüştük, şarkı söyledim dinlediler, hep beraber kahvaltı ettik. İsmail'e arada bir "ay hava yazdan kalma acaba Bandırma'ya gitsek mi?" diye ağzını yokladım ama seneye diye cevap aldım.

Bu arada İsmail çocuk bakmaya iyice alıştı. Ben bunları yazarken o da öğlen uykusundan fıkırdayıp uyanan Çınar'ımı almış kalan mamasını vermek üzere salona götürüyor :)

İsmail'den imdat sesi yükseliyor, gideyimde diğerinide uyandırmasınlar :)