28 Ekim 2006

25 Ekim 2006

... heffalump göle gitmişti dünnn akşammm,
heffalump göle gitmişti. .....

Normal şarkı mırıldanamaz oldum, nolcak benim sonum. Hala yatıyoz kalkıyoz winnie. ve fekat geçsin artık bu durum, ben de "biz heybelide her gece..." gibi daha sevmediğim şarkılar mırıldanayım, sonra öff nerden musallat oldu bu şarkı dilime diyeyim di mi ama??

Bugün bayramın 3. günü, ilk gün Bandırma'ya gidecektik, planlarımız istediğimiz gibi yürümedi gidemedik, annemler geldi gitti. Son zamanlarda çok kısa aralıklarla bu kadar gelip gittikleri için, kızlar daha bi dilinden düşürmez oldular anneanne ve dedeyi. İki gün sonra tekrar Görsem geliyor ve uzun kalacak, yıllık izne ayrılıyor çünkü.

Şu an öğle uykularını uyuyorlar. Sabah kahvaltıda tahin-pekmez karışımını birbirlerine yedirmeye kalkınca saç diplerinden ayak uçlarına kadar yapışık yapışık oldular. Defne önüne dökülen her bir parça karışımda "anne, bakkk pis" dedi. Geçenlerde de bornoz terliklerini giyip beni uyandırmaya gelmişti, yatağın üzerine çıkmış " anne, bak teyze aldı onu" dedi, aman allahım bu ne uzun bi cümle böyle didim ve de onu yedim .. Bayramlık gömleklerini geçen akşam ütülerken daha evvelden de görüp üttü üttü diye tutturduklarından onlara dün akşam bugün ütü alacağıma dair söz verdim. Ve ilk kez bir oyuncak alınacağı için sanırım bu kadar heyecanlandılar. Öğle uykusuna yatarkende ütü sayıklıyolardı. Önceden oyuncakçılarda, ütü seti, çamaşır asma ipleri, paspas türü oyuncaklar görünce çok kızıyordum, hizmetçi mi yetişitirecez biz diyordum ama kadere bakın ki ben bugün kızlarıma ütü alacam onlarda muhtemelen eşyaları, halıyı, koltukları ütüleyecekler. Sonumuz hayır olsun, daha sinir olup da neler alacam kim bilir??

Son günlerde hava müthiş, uzun zamandır gitmediğimiz köyümüze (misi) gittik dün yine, mis gibi havayı içimize çektik, koştuk, coştuk, döndük. Bugün de hava güzel, ütü merasiminden sonra yine bi köy yaparız belki..

12 Ekim 2006


Yeni gelişmeler nedir? Yazmaya kalkınca aklıma bişi gelmiyor ama özetle şu; onlar dağıtıyor ben topluyorum:)

Ya galiba Defne konuşuyor : ) öyle güzel "evet" diyorki, hep bu cevabı alacağım sorular soruyorum, bi yandan da korkuyorum evetlerin bitmesinden ara veriyorum :).. Bir de Çınar kızım "hı-hı" diyor evet manasında, o da öyle güzel diyorki ona da aynı taktiği uyguluyorum :)

Çınar'ın bir şey düşünürken "hımmm" demesi de çok şirin, genelde yapbozları yaparken düşüncelere dalıyor çocuğum. Benim çocuğum şunu bunu yapıyor demek gibi olacak ama bura onların günlüğü diyeyim kalmasın içimde :P 20 parçalık yapbozu yapabiliyorlar, çok da mutlu oluyorlar. Tak çıkart oyuncaklardan bikaç ay evvel bunlara terfi etmiştik, ilk 16 lığı vardı şimdi 20 lik, başlarda epey beraber yaptık şimdi dokunmama bile izin vermiyor, kazara elim değsin sinirleniyorlar filan..

Bugün Defne onyüzbin kere baktığımız kitabı açmış bana boş akvaryumu gösterip "bunda bişey yokkkk" dedi, aha konuştu, bozuntuya vermedim yandakini gösterip bunda balık var ama di mi dedim "evvet" dedi :)))

Önümüzdeki salı annemler gelecekti, bu akşam, yarın sabah biz Bandırma'ya gitmeye karar verdik, salı onlarla döneceğiz . Bu değişiklik çok iyi gelecek kızlara. Bu arada fazla umutlanmak istemiyorum yine de ama birini buldum ev işlerine yardımcı, bayramdan sonra başlayacak. Sanırım birçok şey düzene girecek. Çünkü artık dağınıklığı toplayamaz oldum, zaten mevsim değişikliği bi kasvet yaratıyor insanda herşeyin yoluna girmesini çok istiyorum artık.

11 Ekim 2006

29 Eylül 2006


Şu yorgunluk dilime pelesenk oldu sanki. Geçen hafta annemle babama telefonda salya sümük isyan edince bir saat sonra kapı çaldı, geldiler:) .. Güzel de dinlendirdiler. Onlar gitti ertesi gün Görsem geldi -ki Görsem uzun zamandır gelmiyordu çok yoğundu çünkü ama annemle babamın kızları anlatışına daha fazla dayanamamış. O da iki gün kaldı gitti. Döndük başaaa..

Halbuki kızlar bakım istemiyor eskisi gibi. Onlarla yorulmadan da oynayabiliyorum,ama havaların bozması, dışarıda geçireceğimiz zamanın azalması, bir de bu mevsim geçişi hepsi üstüste geldi sanırım. Neyse başedeceğiz artık.

Ben merak ediyorum, bir çocuk bir masal kahramanını kaç yüzbin kez göstererek anneye sorar ve bu durum ne kadar sürer? bi merak daha; ya iki çocuk bir masal kahramanını anneye kaç yüzbin kez sorar ve bu durum ne kadar sürer??

Winnie, piglet, tiger, iyor, tavşan, baykuş, kangu ve ru. Bu sözcükler bir gün içinde bin kez dökülüyor dilimden. İçte sabır çekerek, dışta sevimli görünerek. Sadece kitapları ya da çıkartma-boyama kitaplarında göstererek değil, bastığımız halının üzerinde winnie ile tiger var, duvarda winnie posteri, winnie çizgi filmleri -replikleri hepsi ezberimdedir, emsal misal;

-tiger winnie'ye der ki : bir gün içerisinde yeterince iyi bir zıplayıcı olamazsın winnie. bunun için en az 12 saat gerekli (komik aslında ben çok eğleniyorum ama baydı artık)

Artık rüyalarımda bile winnieyle bal toplayıp, pigletleti hıçkırıklardan kurtarır oldum.