18 Temmuz 2005

Biz iyiyiz, canavar gibiyiz..

Biz iyiyiz hatta canavar gibiyiz :))) Çınar rahatsızlığından sonra 3 gün 1'er tane antibiyotik iğne, takip eden 7 günde antibiyotik şurup kullandı. etki edip etmediğini yarın yaptıracağımız tahlil sonuçlarında göreceğiz. Umarım birşey çıkmaz. Defne'nin de idrar ve kan örneğini vereceğim, her ihtimale karşı onada bakılsın içimiz rahat etsin.

Malum bugün pazar. Pazar günleri bizim ev savaş alanına dönüyor. Bir hafta önceki pazar günümüzse, Nejla'nın cumartesi için izinli olmasından dolayı çarpı iki kere daha bi savaş hali yaşadık. Yürümek istiyolar sürekli ellerinden tutturup. Eskiden salonda yerde oynarlardı bi tek, halının dışına çıkmak bile onlar için büyük marifetken, şimdi tek kurtarılmış bölgeler banyo ve tuvalet :)

İdare etmek daha da zorlaştığından her halükarda kendimizi dışarı atmak istiyoruz ama ama ama yürümedikleri için buna rağmen sürekli gezmek istedikleri için sabit oturacağımız bi yere malesef gidemiyoruz. Mesela bugün markete gittik yine, bu sefer bi değişiklik yaptık carrefoura diilde metroya gittik ben market arabasını iterken İsmailde kızların pusetini itmekle meşguldu. Bir ara yukarı restaurant kısmına çıktık onlarada bişeyler yedireceğim ne mümkün Defne kızımı tutmak, bi bastı çığlığı aldı hemen İsmail kucağına, e Çınar durur mu durmaz :) onuda ben aldım. Bizim gibi oturdular ellerinede ekmek verdim, bi yandanda bizim yediklerimizden tattırdım aman ne keyif. İnsan olmuşlarda oturarak yemek yerlermiş. Arada bir Çınar benim şapşallığım yüzünden yemeklere elini daldırıp vıcık vıcık elleriyle oynayıp İsmail'in deyimiyle iğrençleşsede (şöyle diyor pişkince gülerek, ay Çınaaar ne iğrençsin ) saldım çayıra mevlam kayıra valla. Ay öyle oldu böyle oldu derken daha çok yoruluyomuşum meğer, peçeteyle sildimya yeter :) Defne hanım oradan kalktığımızda da pusete binmekte diretince, başkalarında görüpte kızdığımı ben yaptım, market arabasına çocuk koydum :) meğer onu istermiş gıkı çıkmadı..

Bugün marketten, hiç işimiz yokya ekmeğimizide kendimiz yapalım diye bi de ekmek yapma makinesi aldık. Eve geldikten 1-2 saat sonra koydum harcını du bakalım hala pişiriyo neye benzeyecek :) toplamda 3 saat 50 dakikada yapıyor bi ekmeği, şimdi baktım pişirmeye geçmiş artık, hem heyecanlıyım artık kuzularıma içinde ne olduğunu bildiğim şeyi yedirecem, hem de endişeliyim İsmail her gün yeni birşey deneyeyim derken mutfak batacak :S Eve geldikten sonra ailecek kutuyu açtık bi heyecanla kullanma kılavuzunu okurken Çınar'da makineyi kalite kontrolden geçirdi.

Biz mutfakta ekmek yapma çalışmalarındayken kuzularda bizimle mutfağa geldiler. Oraya buraya saldırmasınlar diye ellerine kek verdim, keki o kadar güzel yapmışımki çocukların haricinde, duvarlar, yerler, su bidonu, balkon kapısının camı herşey tadına baktı





Uyku demişken, geçtiğimiz hafta uyku sorunlarımız başladı. Hep ana kucaklarına koyardım vakti gelince sonra iki sallayıp yanık sesimle de bi ninni söyledim mi hemen uyurlardı. Şimdi ise Defne ana kucağını görünce basıyor çığlığı.. Geçen hafta yataklarında uyutmayı denemek istedim ama ağlamalarına hiç gelemiyorum e onlarda bunu fark etti ondan beri böyle yapıyorlar ama yılmadım alıştıracağımdır .. Sabah uykularını ortadan kaldırıp, tek öğlen uykusuyla akşama bitap düşecekler ve de ben (umarım!) amacıma ulaşacağım. Çünkü gerçekten zorlaşmaya başladı. Ninni beğenmezler, biberon beğenmezler, mekan beğenmezler alla alla kime benzemişlerse :)

Diyorum ya, artık evde oyalamak çok zor, hep yeni bir şeyler keşfedip onunda suyunu çıkarıp yeni şeylere yöneliyorlar. En vazgeçilmezimiz şimdilik su. Geçen havuz sefasından sonra aklım başıma gelmiş olacak ki bu sefer havuzu şişirmedim ve de tamamen soymadım. kendi küvetlerine ılık su koyup sadece ellerini sokmalarına izin verdim.

Dedimya Çınar yemek gördümü ve de ona ulaşmanın bi yolunu buldumu asla affetmiyor. Yine geçen yemek yedirirken elimden kaşığı kaptı bende dedim al sen ye..






Birde geçen cumartesi yine teyzoş Görsem buradaydı. Benim kızlar evde bi sıkılır Görsem daha fazla sıkılır. İlla çıkalım dedi, dedim durmuyor bunlar dışarıda, hatun hamağıda aldı, kurdu iki ağaç arasına yattı, bizde İsmail'le çocuk eğledik. Defne yeni aldığımız salıncağı pek sevdi, hatta bi ara içide geçti hamininenin ama Çınar'ım durmadı hep gezdirdik hanımefendiyi :)

04 Temmuz 2005

Samimiyet!

çoğu zaman buraya giriyorum hergün gibi bişeyler yazıyorum, sevincimi büyük bi gururla üzüntümü büyük bir hüzünle paylaşıyorum. kızlar sizi gerçekten çok seviyorum. çoğunuzun yüzünü bile görmedim ama mesela özlem'in bizde çok çektik bu hastalıktan ama bitecek demesi büyük kuvvet veriyor bana, rafet'in şakayla karışık kızlarımı sahiplenip iyi bak annesi demesi, aynur'un yakın olsak atlayıp ben gelirdim demesindeki samimiyet, benim gibi taze anne arzu'nun bana teselli olsun diye söyledikleri, narimin beyzamın defne'mi de çınar'ımı da sevgiyle öpmesi, sakiş'imin gerçekten gözünden yaş gelecek kadar kızlarımın durumuna üzülmesi.... yok böyle birşey, bana kuvvet veriyosunuz. çok teşekkür ederim.. (*)

Çınar'ım bugün daha iyi hatta hiç kusmadı, ateşte yok. Defne'de de önemli bi durum yok ama kardeşinin hasta olduğunu anladığını düşünüyorum. evet aynurcum dediğini yaptım aradım sabah annemi direkt bursa'ya geldi, sağolsun. Akşam üstü bize verilen antibiyotik iğneyi Çınar'ıma yaptırmak için evden çıktık, annem diyor Defne iki dakika oturmadı, Çınar nerede dedikçe "bu bu" deyip parmağını uzatıyormuş (bu Defne'nin favori kelimesi..

Bu arada güzel şeylerde oluyor, mesela Çınar konuşuyor, ne dersek ardından kendi dilince taklit ediyor. Vildan - vidaa, Nejla - Nelaa, ben hoooop diyorum o ardından paaaa diyor yine ardından kendisi hoppaaa diyor ben sıkıştırıp mıncıklayıp öpüyorum, anne, baba, dede vs zaten söyledikleri, hele bazen coşuyor bıgıl bıgıl bi konuşuyorki sormayın. İkisininde meziyetleri farklı, Defne' konuşmuyor ama ne dersek yapıyor, elinde oyuncak telefon var yerde evin telsiz telefonu, Defne'cim yerdeki telefonu bana ver diyorum bi kaç kez ve göstererek, elindeki oyuncağı bırakıp yerdekini alıyor ve bana uzatıyor aynen bende onu yiyorum. Bişeyi bana uzattıklarında kocamaaaan ol diye elimi havaya kaldırıyorum, Çınar yine bıgıl bıgıl konuşup elini havaya kaldırıyor. Defne dvdyi tvyi karıştırmaya pek meraklı ama onları karıştırmasını istemediğimizi de biliyor, bizi süze süze yanına gidiyor direkt düğmelerine basıyor bu arada bizide kesiyor sonra bozup bırakıyor, İsmail teyzesine benzemiş diyor (bizim görsemde elektronik eşya katilidir) sonraaa ay öyle çok şey oluyorki aslında aklıma geldikçe yazacağım.

hepinizi kocaman seviyorum, bolca öpüyorum.

(*) Defne ve Çınar'ın günlüğünü bebisler.com'un forumlarında tutuyorum.. bu yazı oradan alıntıdır..

Çınar hasta :~(

Sabahtan beri Çınar'la ilgileniyorum, çocuğum ne yediyse kustu, özellikle çok çok su içmek istedi ama hevesi kursağında kaldı içer içmez oluk gibi kustu. Midesini üşütmüştür vs deyip akşama kadar bekledik durum değişmeyince, üstelik Çınar daha da halsizleşip su içip içip kustukça hemen doktora götürdük.

Önce ateşini ölçtüler kol altı 37,5 çıktı bu sınırmış bir fitil koyup, kan ve idrar örneği alarak tahlil yaptılar. Malesef idrar yollarında enfeksiyon çıktı. Kuzum o halsiz haliyle bile gülmeye çalışıyordu. Defne'yi bırakacak yerimiz olmadığı için çocuk sağlık merkezine onuda götürdük, uykusu bölündü, şaşırdı.

2 saate yakın kaldık. Sebebini sordum, dün havuza soktum dedim şaşırdı doktor, evde balkonda deyince rahatladı. Asla herkesin girdiğine sokmayın, evdekinden birşey olmaz ama kız çocukları hassas olur, serinletmek için suyun altına tutun yeter dedi. Sebebi bir kaç tane olabilirmiş, altlarını temizlerken arkadan öne doğru silmeyin popolarını dedi, birde genetik olabilirmiş ki bu uzak ihtimalmiş çünkü şimdiye dek kendini gösterirmiş böyle olsaymış, eğer böyleyse böbrekleri incelemeye alınacak. Antibiyotik iğneye başladık,çarşambaya kadar hergün, çarşamba günü idrardan alınan başka bir değer sonuçlanacak ona göre tedaviye yön verilecek, ben çok çok endişeliyim ama doktor bu kadar endişelenmememi söyledi, umarım korkulacak bir durum yoktur.

Şu an nöbetteyim İsmail uyuyor, ben ara ara gidip kızların ateşini kontrol ediyorum. Bu arada sağlık merkezinden eve döndüğümüzde tam evin kapısına geldik bu sefer aynı Çınar gibi Defne kustu, o vakit deliriyordum ama ben delirsem İsmail hepten coşacak soğukkanlı olmak lazım deyip eve çıkalım doktoru arayalım dedim, çünkü Çınar kucağımda uyuyordu ve çok bitkindi, Defne'nin de üstü başı her bitarafı batmıştı. Zaten sabahtan beri 5 makine çamaşır yıkadım, o kadar çok kustuki kuzum ooooooooof of

Umarım tedavimiz sonuç verir ve bu hastalık noktalanır. Zor çok zor..

Doktor Defne'nin de ateşi çıkarsa fitil koyun dedi, şükür ateşi yok. Ana kucaklarına kustukları için eve gelince bi ara onları yıkadım. Benim kızlar onlarda uyuyorlar. Çınar kucağımda arabada uyumuştu ama Defne cin gibi nasıl uyutsam derken ayağıma alayım dedim yok beceremedim ne o durdu ne ben sallayabildim, eski yöntemim kollarıma yastık alıp üstüne koydum elinede battaniyesini verdim uyudu kuzum. Şimdi yine baktım yok ateşi, Çınar'ın da çok az var.

Birde bugün Çınar'ın rahatsızlığına üzülüp üzülüp ağlarken öğleden sonra babam aradı, ben hemen sesimi farklılaştırdım ama beceremedim, noldu bişey mi var deyince hıçkıra hıçkıra kızları hasta ettim baba diyerek ağladım, hemen geliyorum deyince ikna etmeye çalıştım gelme yapacak bişey yok biz duruma göre doktora götürecez filan dedim tamam dedi. Bir saat sonra Bursa'daydı, duramamış, üzüldüm geldiğine onca yolu teptiğine ama kızdı bana "üzüntülerimizi paylaşmayacaksak neyi paylaşacağız" dedi. Annem Ankara'da halalarımla bir akrabanın düğününe gittiler onu hiç aramadım telaşlandırmamak için ama şimdi düşünüyorum yarın dönüylar acaba Bandırma'ya gitmeden Bursa'ya gelse mi filan diye. Bakalım yarın ola hayrola.