27 Ağustos 2007

geniz eti..

bugün kbb doktoruna gittik defne için. defne 3 yaşında, geçen kış başından beri zaman zaman horluyor, bazen de genzinden konuşuyordu. bunun haricinde şikayetlerimiz olmadı (sık hastalanmak ya da orta kulak iltihaplanması gibi), ne zamandır doktora götürmek istiyordum ama 'ameliyat' demesinden korkuyordum açıkçası. kontrolde geniz etinin alınması gerektiğine karar verdi doktor. karar verdiğimiz bir zamanda (kış gelmeden diye de belirtti) önce kan tahlili yapılacak ardından vereceği bir gün de ameliyat.

ameliyat korkulacak birşey değil dedi, 15 dk sürüyormuş, 2 saat de hastanede kaldıktan sonra taburcu olunuyormuş. evde iki günlük bir dinlenmeden sonra normale döneceğini söyledi. ama ben daha 3 yaşında diye söyleyince 1 yaşındakilere de yapıyorum, ne kadar erken tedbir alınırsa o kadariyi dedi. çocuğun beyninin 7 yaşına kadar geliştiğini, beynin gelişimi için burundan nefes almanın çok önemli olduğunu, defne geceleri parmağını da emdiği için ve aynı zamanda genizeti büyümesinden ağırlığın bademciklere bindiğinden onların da şiş olduğunu ama bademciklerini almayı uygun bulmadığını da ekledi.

velhasıl, hem çözümü olduğu için, artık burnundan nefes alacağı, uyku apnesini yeneceği için seviniyorum ama ameliyat düşüncesi beni çok geriyor. bir de eğer geniz eti alınmazsa, fiziksel ve zihinsel geriliğe yol açacağını, ayrıca orta kulağı etkileyeceğini ve bu tür durumlarda kulağa tüp taktığını da anlattı. ne olursa olsun tek çözüm ameliyat dedi. beni tek geren şu narkoz meselesi of poff

13 Ağustos 2007

Aslında yazacak çok şey birikti de, Defne'nin bir iki sorusunu yazmak istedim günlüğe;

Cumartesi günü Misi'ye çay içmeye gitmiştik, sandalyelere oturduğumuzda masanın üzerinde bir örümcek vardı küçücük. Çınar, aa karınca deyip ellerini kavis yapıp sağına soluna tutmaya başladı, karıncaları elinde kolunda gezdirmeği hep yapıyor. O sırada örümcek zıpladı, ben de o karınca değil örmcek dedim. Defne gözlerini kocaman açıp

- örümcekler zıplar mı anne? dedi.
- bazı örümcekler zıplar
- başka hangi hayvanlar zıplar anne?
- kubağalar, ımmmm..
- kangurular, tavşanlar..

birkaç dakika sonra, yanımızdan koşarak bir köpek geçti.

- köpekler neden koşar anne?
köpekler de zıplar mı anne?
neden anne?
onun evi nerde anne?...

yatırırken altlarına bez bağlıyorum kimi zaman, her seferinde bezin üzerindeki hayvanın ne olduğuna bakmazlarsa içleri rahat olmuyor, Defne'ninkinde penguen, Çınar'ınkinde köpek balığı vardı. Yine Defne gözlerini kocaman açarak;

- Köpek balıkları yüzer mi koşar mı anne?
- Yüzer kızım.
- Neden koşamaz?
- Onların ayakları yoktur, yüzgeçleri vardır, suda yaşarlar, karada yaşayamazlar..
- Kara ne anne?
anne bu sorulara alışık olmadığından ve bu sorları duymaktaki sevinç ve şaşkınlığından biraz da konuyu ufaktan değiştirip artık hazırlıklı olmak gerektiğini düşünüp balkona gidip bi sigara yakar, sırıta sırıta içer..


Çınar da faaliyetler başka. Çocuk resim aşığı, bütün haftasonu ailesini çizdi. 4 yuvarlak içlerine kaş göz, ağız, alttan iki çöp bacak uzantısı, tepeye de bir güneş. Hepimiz mutluyuz, hal böyle olunca ben daha bi mutluyum.:)


ikinci resmin sağ üst köşesine Defne "çeşmede ellerini yıkayan çocuk" resmini çiziktirmiş,tabi Çınar bunun için de ağladı neden yaptın benim resmime diye..