hangi oje yakışmaz ki kız sanaaa
ver elini banaaa
duman
Ojelendik efem. Tırnaklarını kestirmeyen kızlarım, aylar sonra benim tırnaklarımda oje görünce -ıhh ıhh- diyerek istediler. Defne hemen tadına baktı dudağı bordo oldu beğenmedi bi daha bakmadı ama sağ elinin başparmağı hariç dört parmağına sürdürdü. Çınar'sa tüm tırnaklarına sürdürdü, şöyle üfleyeceksin annecim deyince de üfledi, püfledi :)
Bugün onlara ayakkabı almaya gittik. Daha iki yaşında değiller ama nereye elimi atsam bir ayakkabı çıkıyor, yalnız açık ayakkabıları yoktu ve de şarttı çünkü çorap giymemek için direttiklerinden kapalı ayakkabı hep ayaklarını acıtacakmış gibi geliyordu. Neyse efem konu bu değil, Çınar'a ayakkabı denetirken bi kadın "siz marifet teyze"misiniz? dedi, şaşırdım kem küm evet filan dedim, ikizlerinizden tanıdım sitenizi takip ediyorum filan dedi ama ben şaşkınlıktan birşey diyemedim sanırım. Galiba henüz şöhreti taşıyamıyorum :P ama mutlu oldum, okuyorsanız size ve kızınıza sevgiler..
Ev kalk gidelim durumda :) benimkisi biraz şöyle oldu "birgün bi temizlik ürünü aldım ve hayatım değişti :P" tam böyle olmasa da gündemimi epey değiştirdi. Bir arkadaşım temsilciliğini yaptığı firmanın ürünlerini satıyordu, yüzey temizleyicisi, leke çıkarıcı (malum lekelenmeyen tek birşeyleri kalmadı çocukların) aldım. Önce Çınar'ın duvarlar üzerindeki sanat çalışmalarını sildim bakalım siliyor mu diye test ederekten, sonra baktım siliyor çok bağlantılı olmasa da yatak odasının şeklini değiştirdim, derken derken halıları yıkamaya gönderdim bu haftasonuna doğru dip bucak bir temizlik olacak, lazım olmayan verilecek ne varsa topladım vs vs.. Leke çıkarıcı sığsa çantama koyacağım, onu da test ettim kiraz lekesini, vişne suyunu filan çıkarıyor :)
Önümüzdeki haftasonu Hülya'nın oğlunun sünnet töreni varmış, annem ve halam birgün önceden bana gelip kalacaklar biz buradan İnegöl'e geçeceğiz. Misafirlerim gelmeden evin işi bitmiş olmalı, en azından öyle umuyorum.
Yaramazlıklar tam gaz devam. Onlar döküp saçıyor ben emir erleri arkalarından temizliyor. Geçenlerde İsmail ile aramızda şuna benzer bir konuşma oldu. Defne salon kapısının önüne bir bardak meyve suyunu dökmüş sonra üzülmüş babasının kucağında teselli bulurken ben de eğilmiş yer siliyorum. En sinir halimle acıların kadını rolünü oynarken bir yandan da söyleniyorum, o sırada;
- Kızma kraliçem (ki hiç bir zaman kraliçe bir sevgi sözcüğü olmamıştır aramızda)çocuk işte bak kendide üzüldü (üzülen çocuk Defne sırıtıyor aynı babası gibi)
- Ulan hangi kraliçe yer siler???!!.. (tam gaz yer siliyorken)
- görüyosun kraliçem hiç bi kraliçenin yapmadığı şeyleri sen yapabiliyosun..
:P
kraliçeden gün sonu şarkısı;
yazdın çizdin amman aman aman
incecik izdin amman aman aman
sıraya dizdin bizi zaman
sıraya dizdin bizi zaman
duman